PAULO COELHO - ON BİR DAKİKA

YAZAR HAKKINDA

Paulo Coelho


Paulo Coelho, 1947 yılında Brezilya'da doğdu.

Yazarlığa başlamadan önce ülkesinde tanınan bir şarkı sözü yazarıydı.

Bir süre gazetecilik de yapan Paulo Coelho, 1986 yılında Hıristiyanların Batı Avrupa'dan başlayıp İspanya'da Santiago de Compostela kentinde sona eren geleneksel hac yolculuğunu yaptı.

Bu deneyimini ''Hac'' adlı kitabında anlattı.

1988 yılında yayınlanan romanı Simyacı, Coelho'yu en çok okunan çağdaş yazarlardan biri yaptı.

Paulo Coelho'nun kurduğu Paulo Coelho Enstitüsü, ülkesindeki yoksul çocuk ve yaşlılara yardım etmektedir.

Coelho, Unesco'nun Kültürlerarası Diyaloglar programında danışman olarak görev yapmaktadır.

Aynı zamanda İsviçre'nin Davos kentindeki Dünya Ekonomik Forumu'nu düzenleyen Schwab Vakfı'nın yönetim kurulundadır.

Yapıtlarıyla pek çok ödül ve nişan alan Paulo Coelho, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde yaşamaktadır.

ESERLERİ

 Elif
 Beşinci Dağ
 On Bir Dakika
 Simyacı
 Şeytan Ve Genç Kadın
 Veronika Ölmek İstiyor
✓ Zahir
 Hac
 Kazanan Yalnızdır
 Aldatmak



ON BİR DAKİKA

Bir varmış,bir yokmuş cümlesiyle başlayarak bize daha bu cümleyle bir yetişkin masalını okuyacağımızı düşündüren bir Paulo Coelho romanı.


‘’Bende iki kadın var: bunlardan biri neşeyi ,tutkuyu,hayatın ona sunabileceği serüvenleri tanımayı istiyor, öteki ise tekdüzeliğin, aile hayatının, planlanıp yerine getirebilen ufak tefek işlerin kölesi.

Aynı bedende birbiriyle savaşıp duran ev kadını da benim, fahişe de.’’

Kahramanımız Maria hayatını serüven-para-koca üçlüsü etrafına kurmaya odaklanmış ancak başından geçen olaylar sonrası kendini tam da yukarıda sarfettiği cümlelerin gölgesinde bulmuş genç bir kadındır.

Yaşadığı ülkeye,baskıcı aile yapısına ve çevresine rağmen bir çok aşk yaşayan Maria,bu aşkların hüsranla sonuçlanmasıyla birlikte kendini aşktan mahrum bırakmak ister.
Öyle ki bir zaman rahibe olmayı düşünür.

Ama çok sonraları anlar ki,

‘’Aşkı yaratan, ötekinin varlığından çok yokluğudur.''

Maria tüm bu yaşananların yanı sıra kendini,bedenini yavaşça tanımaya başlar.

Ve daha fazlasının varlığını ister bu yüzden de bu hayallerin peşine takılıp ülkesinden çok uzaklara, İsviçre’ye kadar sürüklenir.

Dilini bile bilmediği bu yabancı dünyada, hayallerini gerçekleştirmek uğruna garip serüvenlere karışır.

Ancak Maria burada bildiğini sandığı dünyayı bilmediğini keşfeder, birçok kadının ömür boyu adım atmaya cesaret edemediği bir eşikten geçmektedir: kendini, bedenini, ruhunu ve cinselliğini tanıma.

Bir dönemini bu tanımlamaları bulmak için geçiren Maria,özgürlüğünü acının verdiği hazda bulur.

Kontrol altına alınan acının,insanı özgürlüğe götüren bir pasaport olduğunu düşünmeye başlar.

Hatta bunu hayatına giren yüzlerce erkek içinde yalnızca iki erkeğin sayesinde başardığını da itiraf eder.

 
"Aslında, Cenevre'ye geldiğimden beri topu topu iki partnerim oldu: 

Biri, bendeki en kötüyü uyandırdı, çünkü bunu yapsın diye sınırsız izin verdim ona, hatta yalvardım. 

Öteki partnerimse sensin; kendimi tekrar dünyaya ait hissetmemi sağlayan kişi. 

Keşke bedenimin nerelerine dokunacağını anlatabilseydim sana, ne kadar süreyle, ne kadar bastıracağını; bunu bir eleştiri değil, ruhlarımızın birbirine daha sıkı sarılmasını sağlayacak bir yol olarak göreceğini biliyorum. "


Yazılanlara salt cinsellik diye bakmadığınız sürece aklı başında ve ne yaptığını bilen bir kadının hikayesini göreceksiniz.
Bu kitapta her ne kadar Paulo Coelho bugüne dek yazdığı kitaplardaki gibi bir üslup kullanmasa da aslında onun bakış açısını ve hayat görüşünü bizlere verebildiği bir kitap.
Bir kadının gözünden başlayan hikaye ;
Aşık olmak,hüsran olmak hemen sonrasında iç dünyaya kapanmak,sonrasında aşkı tekrar yaşama arzusu,bedenini tanıma,cinselliği keşfetme,acıyı kavrama,acının verdiği hazla özgürleşme,ve gelen bu özgürlük ile yeniden aşık olabilme umudu ve yeniden aşık olabilmek..

İşte Maria’nın keyifle bir nefeste okuyacağınız hayatı.


ALTINI ÇİZDİKLERİM
 “Tek başıma yürümeyi başarırsam, canımın çektiği yere gidebilirim.”

“Hayat ise, sert ve şaşırtıcı bir oyun; paraşütle atlayıp tehlikeleri göze almak, düşmek ve tekrar kalkmak demek.”

 “Aşk belki kişiyi dönüştürebilir; ne var ki umutsuzluk bunu çok daha hızlı başarır.”

“Dünya böyledir: İnsanlar bilmedikleri yokmuş gibi konuşur, oysa onlara soru sormaya cesaret ettiğinizde gayet bilgisiz olduklarını görürsünüz.”

 “Bazı insanlar hayatı tek başlarına göğüslemek için doğarlar, ne iyidir ne de kötüdür bu.”

 “Hayat ona son sürat öğretmeye devam ediyordu, yalnızca güçlülerin ayakta kaldığını. Güçlü olmak içinse, kendi alanında en iyi olmak zorundadır insan, başka çare yoktur.”

 “İnsanoğlu susuzluğa bir hafta, açlığa iki hafta katlanabilir, yıllar boyunca sokakta yaşayabilir, ama yalnızlığa dayanamaz.”

 “Kimse dünyasının düzeninin bozulmasından hoşlanmaz.”

 “Kırıp dökme tutkusu, bir çocuğun dünyayı kavrayışının ayrılmaz bir parçasıdır.”

 “Hayat bazen çok cimridir: İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın, günler, haftalar, aylar, hatta yıllar geçtiği olur.”

 “Öyle acılar vardır ki, ancak onlardan daha yükseğe çıkabildiğimizde unutulurlar.”

 “Kendi arzumuzla daldığımız okyanuslardan korkmayalım; korku, bütün oyunları bozar.”





Yorumlar

  1. Öyle güzel yazmışsın ki yıllar önce okuduğum kitabı aslında hiç okumamışım gibi hissettim. Tekrar okumak lazım belkide, tekrar tekrar..
    Daha önceki kitap yorumundan sonra da demiştim.. kitaptan güzel anlattıkların..

    YanıtlaSil
  2. Ya utandım 🙈 teşekkür ederim canım sadece kitabı çok fazla benimsiyorum galiba. Sanki yaşamışım gibi okuyorum. ondan öyle oluyo galiba 😉

    YanıtlaSil
  3. Paulo Coelho kitaplarının herkes tarafından en az bir kere okunması gerektiğini düşünürüm hep. Çok güzel bir yazı olmuş. Eline sağlık:)

    YanıtlaSil
  4. kesinliklee..Yorumun için çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar