DÜNYA DÖNÜYORSA HALA GÜZEL İNSANLARIN HATRINA..



Sendromlu mu sendromsuz mu henüz karar veremediğim pazartesi’den merhabalar..

Saat 13:00, çalışıyorum ve gündemimiz, günümüz, geleceğimiz o kadar yoğun ki zaman nasıl geçti anlamış değilim. Buralara çok sık uğrayamıyorum artık. Hayatımı bir çarka oturttum. Ve uzun süredir birlikte mutlu mesut dönüp duruyoruz. İşte tam da bunların üzerine iş yoğunluğu, hayat gailesi eklenince buralara gelmek hayal olabiliyor. 
Velhasıl yine de bugün için yazacak pek zamanım yokken sabah başıma gelen beni hayata karşı bir tık aydınlatan bir olayı paylaşmak istedim. Sevginin gücünü sizlerde görebilin ya da en azından hissedebilin istedim.

Dün bütün gün çalıştıktan sonra sosyal hayatıma bir nebze hareket gelsin diye arkadaşlarımla bir yemek ayarladık. Yedik, içtik güzelce eğlendik ve hatrı sayılır geç bir saatte evime döndüm. O kadar yorgundum ki hemen uyumuşum. Sabahta aynı yorgunlukla otobüse attım kendimi. Hiç adetim değildir otobüste uyumak ama o kadar yorgundum ki yaklaşık 15 dakika kadar uyumuşum. 

Çok affedersiniz ama bir öğürme sesiyle uyandım. Bir erkek sesi. Öyle gürültülü ki ama anlatamam. İster istemez yalan yok bir tuhaf oldum, midem bulandı. Sonra uyuyamayacağımı anlayıp, üstümü başımı düzeltip telefonumu karıştırmaya başladım. Sonra bir anda önümdeki iki koltuk boşaldı ve iki kişi önüme oturdu. Biri kız, tesettürlü, henüz 19’larında var ya da yok. Diğeri erkek, o da 16’larında var ya da yok.. Ve engelli.. Bu kelimeden nefret ediyorum ama şuan bunu tanımlayacak bir kelime gerçekten bilemiyorum, yoksa şuna inanıyorum. Engeller bizim yalnızca kalbimizde..

Her neyse biraz önce öğüren kişinin bu yakışıklı olduğunu anladım ve anlar anlamaz kendimden o kadar utandım ki. Yanında ki ablasıymış. Onları arka koltuktan seyrediyorum. Ablanın kardeşine gösterdiği anne şefkatini seyrediyorum. Kardeşinin yüzünü siliyor, ateşine bakıyor, ona sarılıyor ve sık sık nasıl olduğunu, çok az bir yol kaldığını ve dayanması gerektiğini söylüyor. Ve erkek kardeş gördüğü bu sıcacık ilgi ve merhamet karşısında başını o güzel yürekli ablasının omzuna yaslıyor..

Kendimi tutamadım ki hala şuan yazarken bile engel olamıyorum kendime.. Gördüğüm o güzel o saf sevgi hüngür hüngür ağlatıyor hala beni..

Biraz daha yol gittikten sonra aynı durakta indik. Ters bir yola doğru omuz omuza yürüyüp gittiler. Arkalarından bir süre uzun uzun bakıp, hayatımı sorguladım. İnsanlara olan sevgi ve merhametimi sorguladım. Aynı şekilde benim kardeşlerim olsaydı, başlarını omuzlarıma dayayabilirler miydi düşündüm.. 

Ya da merhamet denilen o güzel hissiyat hala var mı bende ? Bizde? Bir kere daha düşündüm ve gördüm ki.. Hayatta tüm kötülükleri, tüm savaşları, tüm nefretleri durdurabilecek tek güç.. Sevgi.. Ötesi berisi yok. Birbirimizi çok ama çok sevdiğimiz, yüreğimizden merhametin hiç ama hiç eksik olmayacağı çok mutlu günlere..







Yorumlar

Popüler Yayınlar